İş görüşmelerinde beceriden ziyade tutumsal değerlendirmenin önemi
Mutlaka bir tarzınız olmalı. Hatta bu tarz mümkünse sizi tamamen yansıtmalı. Bu tarz, hızlı, sakin, cool, ukala, sert veya profesyonel, heyecanlı, bilgili…vs olabilir.
Önemli olan sizin olması. Çünkü bir insana bir sürü nitelik katabilirsiniz ama karakter veremezsiniz. Ruh veremezsiniz. Her birey mizacı ile, mizacı doğrultusunda ilerler.
Yani mizacı agresif bir bireyin, tarzı da bu olacaktır gibi. Veyahut mizacı son derece yumuşak başlı ve sakin yapıda olan bir bireyin, hayatta ve işte tüm hareketleri genelde bu çerçevede olacaktır.
İnsan komplikedir ama yaptığı işe kişiliği yansıtmayacak kadar komplike değildir.
Bizler hayatta yaptığımız tüm işlere, her şeye kişiliğimizle imza atıyoruz.
Bir insanın karakterini gösteren incelikli hususlar, sanılanın aksine dıştan görünen tabloda değil, tutum, davranış ve duygularda gözlemlenebilir. Bu nedenle insan kaynakları olarak yapılan tüm mülakatlarda, bu detayın göz ardı edilmemesi görüşündeyim.
Öte yandan, insanları dışarıdan görünen muhtelif kriterlere göre değerlendirmek daha objektif ve diğerine nazaran daha kolay. Çünkü bir bireyi, incelikli hususlarında doğru algılayıp, değerlendirebilmek ise daha subjektif ve gelişmiş olgunluklu bilgi ile algı gerektiriyor. İş görüşmelerinde, bu detayları doğru değerlendirebilecek şekilde gelişmiş bir ruhi ve kalbi yeterliliğe haiz olmak/olabilmek son derece mühim.
Nitekim, risk sermayesi firması Cue Ball ‘ un CEO’su, yönetici ortağı ve kurucusu; danışmanlık şirketi Parthenon‘un başkan yardımcısı ve New York Times en çok satanlar listesine giren Heart, Smarts, Guts, and Luck adlı kitabın (HBR Press, 2012) eş yazarı Anthony K. Tjan’da bu açıkladığım nedenlerle bir iş görüşmesinde beceriler üzerine bir soru-cevap sürecinden çok, tutumsal bir elemeyle yaklaşmak bu yüzden önemli diyor.
Tjan’a göre, insanın ardındaki içsel “neden” ve “nasıl”ı daha iyi anlamanıza yardım edecek on kilit soru, kendi ağzından şöyle :
1- Konuşmanın dinlemeye oranı nedir? Kendine güveni olan ve görüşlerini açıklamaktan korkmayan insanları istiyorsunuz. Ancak konuşmanın dinlemeye oranı yüzde 60’ın üzerindeyse, bunun nedenini sormak istersiniz. Bu, kişinin kendine önem veren ve başkalarından bir şey öğrenmek istemeyen biri olmasından dolayı mı kaynaklanıyor yoksa sadece gergin ve tutarsız olmasından mı?
2- Enerjiyi veriyor mu yoksa tüketiyor mu? Ne yazık ki etrafa negatif bir enerji yayan ve bunu beraberinde taşıyan bir insan türü var. Kim olduklarını biliyorsunuz. Alternatif olarak, hayata karşı sürekli bir pozitiflik ve iyimserlik taşıyan ve yayan insanlar da var. Bir Çin atasözü, enerji almanın en iyi yolunun, enerji vermek olduğunu söylüyor. Enerji vericiler şefkatli, cömert ve hemen zaman geçirmek isteyeceğiniz türde insanlardır.
3- Bu insan bir göreve uygun mu hareket edecek yoksa tepki mi gösterecek? Bazı insanlar, kendilerine yeni bir görev verildiğinde hemen savunma pozisyonuna geçerek kritik bir tavır takınır. Diğerleri hemen eyleme geçme ve problemi çözme eğilimi gösterirler. Birçok iş için ihtiyaç duyacağınız kişi, ikinci tür olacaktır.
4- Bu insan sahici gibi mi, yaltakçı gibi mi görünüyor? Sahte övgü ya da insanları etkilemek için çok uğraşması pohpohlayıcı bir şey değil. Gerçekten iyi insanlar, “yağ çekme” ihtiyacı hissetmezler. Sadece kendi gibi olabilenlerle çalışmak daha keyiflidir.
5- Eşler neye benziyor? Bir iş ortağım çok önemli bir işe alma mülakatı için bana oldukça önemli bir tüyo vermişti: Adayların eşleriyle, sevgilileriyle ya da en yakın arkadaşlarıyla dışarı çık. Ne de olsa, ilişkileri ve arkadaşlıkları insanlar hakkında çok şey anlatır.
6- Bu kişi tanımadığı birine nasıl davranıyor? Spektrumun diğer ucunda, bir kişinin çok az tanıdığı birine nasıl davrandığını gözlemleyin. Ben buna “taksi sürücüsü ya da sunucu testi” diyorum. Kişi bir restauranttaki garsonla samimi bir muhabbet edecek genişliğe ve kibarlığa sahip mi? Onları görmezlikten geliyor ya da kaba mı davranıyor?
7- Geçmişinde gösterdiği bir çaba var mı? Geçmiş önemlidir. Heart, Smarts, Guts, and Luck kitabı (Harvard Business Review Yayınları, 2012) için yaptığımız araştırmada, yazarlarım arkadaşlarımla birlikte, bir şeyleri başlatma arzusu ve girişimsel teşebbüsler konusunda ciddi bir azmi olanlan insanların üçte ikisinin, gelişim yıllarında finansal zorluklarla ve başka engellerle karşılaştıklarını ortaya çıkardık. Geçmişte yapılan hatalar ve karşılaşılan zorluklar kişinin karakterini erken gelen başarıdan daha çok şekillendiriyor.
8- Ne okuyor? Okumak derinlik verir, kişinin başkalarının geçmişini anlamasına yardım eder, fikirleri çerçeveler, yeni fikirleri ve varolan bakış açılarında farklılıkları harekete geçirir ve güncel olaylar konusunda bilgilendirir. Bu bir genelleme ama tanıştığım en ilginç insanlar çok okuma eğilimi içindeydi, bu da entellektüel merakın bir işareti.
9- Bu kişiyle uzun bir araba yolculuğuna çıkmak ister miydin? Bu “havaalanı testi”nin bir benzeri. İlk işimde, “Havaalanında adaylardan biriyle mahsur kalsaydın gerçekten nasıl hissederdin?” sorusuna odaklanan bir düşünce egzersizinden haberdar oldum. Sorunun şu şekilde sorulduğu da oluyor:”Kendini bu insanla birlikte dağlık ve virajlı bir yolda yolculuk ederken hayal edebiliyor musun?”
10- Bu insanın kendini tanıdığına inanıyor musun? Büyük liderliğin en önemli önkoşulunun kendinin farkında olmak olduğuna inanıyoruz. Bu kişinin kim olduğu ve güçlü ve zayıf noktaları konusunda entellektüel bir dürüstlüğü var mı? Bu, genellikle cevaplanması diğerlerinden daha zor bir soru. Alçak gönüllüğe ve kişinin düşündüğü, söylediği ve yaptığı arasındaki örtüşmeye bakın.
Yani bir insanı çok daha iyi değerlendirmek istersek, yukarıdaki bu on soruyu soralım 🙂
Böylelikle çok daha zor olanı başararak, insanları daha iyi değerlendirme yolunda ilerleyebiliriz.
Kaynak : HBR – Harvard Business Review
Yorum Yapılmamış