Ocak ayında alıp okuduğum Sevinç Engin’in Doğan Kitap’tan çıkan “Lider Öyle Olmaz Böyle Olur.” (Yön veren liderler ile liderlik üzerine) isimli kitabını ilgiyle okudum. Liderlik ve liderlik üzerine okumayı çok seven ve bu konu özel ilgi alanı olan bir insan olarak bir çok güzel done yakaladım bu kitapta. Yazar Sevinç Engin bu kitapta bir çok isimle (-ki bir çoğu hepimizin tanıdığı isimler-) liderlik ve liderlik düşünceleri üzerine söyleşiler gerçekleştirmiş.
Lider olunur mu yoksa doğrulur mu şeklindeki malum sorudan tutun da Liderlik öğretilebilir bir şey midir sorusuna, Türkiye’nin liderlik beklentilerine kadar…vs. Kısa kısa bazı anekdotları aktarmanın çok faydalı olacağını düşünüyorum.
Örneğin, “Lider Olunmaz, lider doğulur.” görüşüne katılıyor musunuz diye sormuş Kütahya Porselen YKB Nafi Güral’a…Sn. Nafi Güral şöyle cevaplamış: “Dünya’nın hiçbir yerinde lider yetiştiren bir okul, bir üniversite olduğunu duymadım. Ne başarılı öğrenciler ne yüksek puanlarla mezun oluyorlar ama hayata atıldıklarında alt kadrolarda kalabiliyorlar. Ne öğrenciler duydum, gördüm, okulu zar zor bitiriyorlar ama hayata atıldıklarında hemen ön saflarda yer buluyorlar. İçlerindeki liderlik özelliklerini keşfettiklerinde hemen, özellikleri ölçüsünde lider oluyorlar.”
Aynı soruya Türkiye’nin ilk WOMM (ağızdan ağza pazarlama) şirketi olan fikrimühim.com’un kurucusu Sn.Necati Özkan ise şöyle cevap vermiş; “Hangi disipline giderseniz gidin, başarılı olmuş insanların hikayesine baktığınızda aynı şeyi görürsünüz: Hepsinde bir karar verme anı vardır. Başarı bir karardan sonra ortaya çıkar. Çünkü karar verme anı dediğimiz anlar aslında bazı şeylerden vazgeçme anlarıdır. Hayatınızın belli bir bölümünden feragat edeceksiniz ki, bazı şeyler biriktireceksiniz. Entelektüel birikim. Yani hangi işle ilgili olursa olsun bir entelektüel birikim yapmanız lazım. İşte karar anından sonra birikim ortaya çıkıyor. Bir şey olmaya karar vermek…”
Başka bir soru da ; “Liderlik öğretilebilir bir şey midir?” bu soruya da örneğin Bersay İletişim Grubu YKB Sn.Ali Saydam şöyle cevap vermiş; “Liderlik öğretilebilir değil ama öğrenilebilir bir şeydir. Liderlik eğitimleri de tek yönlü, asimetrik bir eylem değildir. Liderlik, ancak insanın kendi talebi doğrultusunda süreçleri yönetme isteğiyle, disiplinle ve çalışkanlıkla öğrenilebilecek bir beceridir.”
Enerji, gıda, yem, tekstil, turizm, finans sektörlerinde faaliyet gösteren grup şirketlerinin sahibi Sn.Rona Yırcalı ise aynı soruyu şöyle cevaplamış, bence de mükemmel bir cevap olmuş. “Okul sizi Gandhi yapamaz. Ama onu ya da diğer önemli liderleri anlamanızı sağlar. İpuçları verir. Sokrates kendisini kocaman bir atın kalçasındaki sineğe benzetir. Bunun gibi. Eğitim o sinektir. Atı harekete geçirmeye yeter mi? Atına bağlı…”
Sn.Leyla Alaton ise cevabını şöyle vermiş; “Liderliğin öğrenilebilen bir şey olduğunu düşünüyorum. Yani insan kendisini geliştirebilir. Zaten bunun bir ışığı varsa onun da gelişebileceğini düşünüyorum. Yani insanda eğer bunun bir temeli varsa evet doğru kitapları okuyarak, doğru örnekleri seyrederek, doğru kişileri gözlemleyerek o yolda geliştirebilir kendisini…
Eski Diyanet İşleri Başkanı, ilahiyatın önemli ismi Sn.Prof.Dr. Süleyman Ateş ise görüşlerini şöyle aktarmış; “Dünya kadar eğitim verin, yetenek yoksa ondan lider olmaz. Ancak kabiliyetin ve eğitimin muhakkak bir arada bulunması lazım. Kabiliyet bir Allah vergisidir. Herkese nasip olmaz. Birçok çoban vardır ki, köy ortamında yetiştiği, kendini geliştirme imkanı bulamadığı için potansiyel yeteneği ortaya çıkmaz. Yeteneğin ortaya çıkması için ortamın da uygun olması gerekir.
Gazeteci – Yazar Sn.Haşmet Babaoğlu ise kendine has tarzı ile bu konu hakkındaki yorumunu şöyle yapmış;“Lider, lider olma çabasıyla, emek vererek, ders çalışarak olmaz. Lider başka türlü davranamayacağını bilerek ileri atıldığında olur. Liderin dersi “liderlik” değil, “nasıl bir gelecek istiyorum” sorusuna verdiği cevaptır.”
Marmara Ünv.Tıp Fak.’de profesör, Yale Child Study Center’da öğretim görevlisi ve yazar Sn.Prof.Yankı Yazgan’da şöyle ifade etmiş; “Kimin lider olmayacağını baştan anlayabilir miyiz diye soracak olursak, lider olmayacak adam baştan bellidir. Risk almaktan, sorumluluk üstlenmekten kaçınma eğilimleri küçük yaştan belirgin olanlar, ileriki yaşlarda da lider pozisyonlara soyunamıyorlar. Negatif koşulları aşarak pozitif noktalara gelebilmiş kişilerin, belki pozitif başlangıçlar yaparak gelebilmiş olanlara göre liderlik ve yöneticilik açısından daha güvenilir olduklarını düşünüyorum.”
Kitapta çok sayıda isim var elbette hepsinin görüşlerini burada yazmam mümkün değil ancak görüşlerini bu yazıda paylaştığım isimlerin, benim her zaman sizlere aktarmaya çalıştığım liderlik kavramı ve ruhen lider olmakla ilgili bir çok yazı ve görüşümle paralel olduğunu öğrenmek çok hoşuma giden bir şey oldu. Nitekim bu isimlerin, liderliğin yetenek ve insanın bünyesindeki özelliklerle beraber, okullardan bağımsız olarak ama elbette uygun koşullar ve eğitimle pekişerek ortaya çıktığı görüşünde olduklarını görüyoruz.
Ben ise, size aşağıdaki şu soruları sorarak yazımı tamamlıyorum:
1- Okullardan mezun olmak yetmez, mizacınızda, ruhunuzda liderlik özellikleri var mı?
2- Yetenekli olmakta yetmez, liderlik için uygun koşullar ve ortamlar içinde misiniz?
3- Uygun ortamlarda ve şartlarda bulunmakta yetmez, kendinizi eğitimle destekliyor musunuz?
4- Kendinizi kişisel olarak eğitip, geliştirmeniz de yetmez, eğitimin verdiği ipuçlarını anlayabiliyor ve kullanabiliyor musunuz?
5- Kendinizde liderlik ışığı görüyor musunuz? Kendinizi liderliğe layık buluyor musunuz?
6- Liderlik vasıfları taşıdığınızı düşünüyor musunuz?
Yorum Yapılmamış