Kurumsal Eğitim Akademileri’nde yapılan çalışmaların anlatıldığı ve ülkemizde bu minvalde ilk kez düzenlenen KURUMSAL EĞİTİM VE GELİŞİM AKADEMİLERİ zirvesi Indense tarafından düzenlendi ve 19 Mart 2015’te gerçekleşti.
Zirvede, kurumsal eğitim ve gelişim akademilerinin nasıl kurulduğu, nasıl işlediğinin ve yönetildiği, daha iyi bir akademi yapısı için ne gibi çalışmalar yapılması gerektiği gibi konular üzerinde duruldu.
Aras Akademi adına konuşmacı olarak katıldığım zirvede “Kurumsal Akademilerin Gelecek Vizyonu” konusunu odağa alarak, akademi faaliyetlerimiz ile vizyonumuzun ne olduğunu aktardım.
Vizyon sahibi olmak, aklın yanında hissetmek, enerjik olmak ve hassas olmak demektir. Eğitim vermek amacımızın sadece görünen kısmıdır. Kişisel gelişim ve dönüşüm sağlamak, iş bilgisinin yanında kişiye “second education” imkanı oluşturmaktır. Çünkü çok iyi bilmemiz gerekir ki, bizden daha kompleks bir yapı olan dünyamız da bizimle birlikte nefes alıyor.
Konuşmamda/sunumumda değindiğim bazı anektodları paylaşmam gerekirse;
Bilgisayar teknolojileri, insanın düşünce gücünü geliştirerek, yaratıcılığının artmasına neden oldu. İletişim teknolojileri ise, bilginin anında ve sınırsızca dolaşmasına…Bu nedenle, bizi bilginin yönlendirdiği bu çağ, bilgi çağıdır.
Ancak değişen liderlik tanımı bize bilge ve cinsiyetsiz bir liderliği işaret ediyor.
Çünkü yaşadığımız çağda artık sadece bir cinsiyetin liderlik tarzını taşımak yetmiyor. Dişi ve Eril liderler birbirlerinin liderlik yeteneklerinden ilham almalılar.
Kadın ve erkek cinsiyetlerinden gelen güçlerin farkında olarak ve onları bilerek, biri diğerine dönüşmeden, cinsiyetsiz bir liderlikte buluşmalılar. 21 yy liderliği, sadece eril veya sadece dişil yetileri kendisinde toplayan değil, cinsi kıyas ve rekabetten olabildiğince uzaklaşmış “insan” odaklı bir geleceğin liderliğini bize işaret ediyor.
ÖĞRENME, tüm canlılar için varlıklarını sürdürebilmelerinin en temel yoludur.
Günümüz, değişim ve rekabet olguları ile ifade ediliyor. Oysa ki sadece bu değil ! Sadece bu kadar değil !
Öğrenme, değişim, yenilik, yaratıcılık, büyüme ve kendine geliştirme kavramlarını da kapsar
Şirket dediğimiz yerin, bir kültür ve psikoloji çerçevesi vardır. Bunu şekillendiren de insanın kendisidir. Her şirket, çalışanlarının enerjilerini taşır. Ve böyle şekillenir. Şirketin kültür ve enerjisi de çalışanlarını içine alır. Onları şekillendirir ve dönüştürür. İki yönlü bir etkileşim söz konusudur. Bir çalışanı duygularından, hissedişlerinden ve karakterinden ayrı düşünemeyiz. Dolayısıyla öğrenme kavramı hem mesleki yani sadece iş hem de kişiseldir. Akademiler ise, iki yönlü hizmet vermektedir.
Şirket olarak öğrenmenin (örgütsel öğrenme de diyebiliriz) en stratejik önemi, fikirlerin, deneyimlerin, hataların, başarıların, sonuçların, bilginin paylaşılmasından ve tüm bunların yaratacakları sinerjiden kaynaklanmaktadır. Öğrenmenin stratejik bir araç olarak benimsenmesi demek, onun bir teknik olarak değil, bir FELSEFE veya bir YAKLAŞIM olarak benimsenmesi anlamını taşır.
Felsefesi olmak demek, yaşamımızda elde etmek istediğimiz şeyler ve bunları nasıl elde etmek istediğimiz demektir. Felsefesi olmak demek, yapılan şeyde en iyi olmak demektir. Çünkü felsefe, bir şeyin değer belirleme şeklidir.
Kurumsal akademiler, çalışanın bütünlüğüne doğru yaptıkları yolculuğun yol arkadaşıdır. Gelecekte 20 yılda, geride bıraktığımız 20 sene gibi olmayacak.
Bilginin nasıl kullanılacağının öğrenilmesi dönemi başladı. Kurumsal akademiler, transformasyonu saglayan en güçlü hizmetkardır.
Mükemmellik kafada oluşmaz. Bu ruhun ve kalbin derinliklerinden gelir. Eğer bir şey, bir kurumu ya da bir markayı, beni veya sizi “farklı, özgün ve başarılı” kılıyorsa bu ruhumuzun ve kalbimizin derinliklerinden gelenler sayesindedir.
Çalışanların bireysel performansları, şirketin toplam iş performansıdır.
Bir şirketin sahip olduğu ve olacağı potansiyel ise, çalışanlarının potansiyelleri kadardır !
İş hayatında öğrenme aslında bir sonuç ifade eder bizlere. Çalışanın performansının gelişimi gibi, satışların yükselmesi gibi, maliyetlerin düşüşü gibi, verimliliğin artması gibi.
Biz eğitimi, öğrenmeyi belirli bir yöne yönlendirmek için kullanmaktayız.
Çalışanların daha hızlı, verimli, doğru ve aktif çalışarak hem kendileri hem de şirket için daha iyi sonuçlar üretmelerini sağlamak.
Tüm bu temel felsefenin altında yatan motive edici unsur ise, şirketlerin geleceklerini şekillendirebilme gücüne sahip olmak istemeleridir.
Tüm bu sebeplerden ötürü Akademiler günü değil, geleceği konuşur.
Not: Bu zirve organizasyonları ve davetleri için Indense Danışmanlık’a teşekkürler. Bu süreçte iletişim halinde bulunduğumuz Didem Özalp hanıma / Doruk Ülsever beye ilgi ve nezaketleri için çok teşekkür ederiz.
Yorum Yapılmamış