Bu yazımda, kariyerimdeki iki önemli km taşını örnek olması bakımından paylaşmak istiyorum;
2000 yılında üniversiteden mezun olmuşum. 5 yaşında başlamış olduğumdan 21 yaşında üniversiteden mezun olmuştum 🙂
Kriz patlamış 😃bir sürü görüşme vs yapıyorum gidiyorum geliyorum 🙂
Neyse iş hayatına bir şekilde adım attım. Yer ağır sanayi, emek yoğun, mavi yaka ağırlıklı, binlerce çalışan.
Alanım ise insan kaynakları değil ama ücret günün şartlarına göre iyi degil “çok çok iyiydi” kabul etmiştim, malum üretim ve ağır sanayi de çalışma şartları zor olunca ücretler piyasa şartlarının üstünde tutulur genellikle…
8 ay çalıştım. Ama yok olmuyor boğuluyorum.
Cesaretimi topladım gittim İK müdürünün yanına (-o zamanlar o kurumda İK yeni yeni yapılanıyor-) dedim ki,
“Ben İK’ya geçmek istiyorum. Şunları şunları yapabilirim, şöyle şöyle işinize yarayabilirim” diye anlattım oraya gelişimin olası faydalarını sundum🤗
Müdür şaşkın suratıma baktı. “Bana 2 gün süre ver” dedi. “Tamam” dedim.
Ama heyecandan ölüyorum çünkü gözümü karartmışım. Olmazsa istifa edeceğim.
2 gün geçti.
Müdür çağırdı; “Tamam Banu dedi, artık İK’da çalışacaksın”
Ben uçmuşum tabi.
İk’ya adım atış o atış…18 yıl oluyor hatta sanırım geçiyor🙈
Kısacası;
Sizin için en iyi işler hazırda beklemez! O işler, onları bulup çıkarmanızı bekler. Bu bazen akıllı riskleri almanızı gerektirir.
Ve cesaretinizi ortaya koymanızı, kendinizi samimiyetle ifade etmenizi son olarak da biraz şansınızın yaver gitmesini…☺️
İş aramak ya da istediği işi yapmak, istediği yerde çalışmak; hazırlık gerektirir. Kafada netlik, spesifik bir odak, potansiyel karar vericilere ulaşma, kararlılık ve diğer bileşenler…Sadece ilanlara başvurmak ve beklemek yetmez.
Bir kuruma varlığınızla sunduğunuz değer önermeniz nedir?
**********
Kurumsalda yönetici olarak son görevimde tüm Türkiye saha yöneticilerinin liderlik yetkinliklerinin gelişmesi gerektiğini saptadık.
Tamam dedik, tedarikçileri davet ettik. Bu eğitim firmaları geliyor, kafa sallıyor ama 2. turda dönen iş yavanlıktan öte gidemiyor. Hissettim ki bir şey eksik!
Dedim ki bu böyle olmayacak; yönetime döndüm dedim ki; “Biz yaparız”
CHRO’muz suratıma baktı; “Yapabilecek misiniz?” diye sordu. “Çalışır, yaparız” dedim.
Dedim ama o zaman kadar eğitim ekibi pro manada hiç bir liderlik eğitimi tasarlamamış ?! Hep dışardan alınmış.
İşte dedim; “Büyük fırsat ve risk bir arada ama yapacağız”
Liderlik eğitimleri tasarımı icin bir ana ekip belirledim; görev dağılımı gerçekleştirdim. Kurumu da iyi tanıdığım icin programın çatışını ve yapısını kurguladım; üst yönetime anlattım, bütçemizi sundum ve hazırlık için onayımızı aldık. Ekip arkadaşlarımla tam 5 modül eğitimi, 3 ay emek oluşturduk. Hem de eğitimci firmaların yarı maliyetine😉
Zorlandık mı? Elbette !!
Farklı şehirlerde günlerce eğitim verdik. Ama değdi. Program başarısı 1.fazda 750’yi aşan saha yöneticisi ile 4,8/5 oldu.
Böylece tedarikçisiz tamamen kendi eğitim ekibi tarafından tasarlanan ilk ve tek liderlik gelişim programı olarak kurumun ik tarihine geçmiş oldu.
Ekip motivasyonu ve özgüveni ise cabası 🤗
Kısacası, sağlam bir eğitim icerigi kolay çıkmaz. Emek ister, zaman ister, bilgi ister, vizyon ister, yetenek ister. Uzmanlık ister. Eğitimlerinizi seçerken, eğitimi kim veriyor iyice bakın; araştırın. Herkesin her eğitimi verdiği günümüzde hem paranız boşa gitmesin hem de aldığınıza değsin. Bazen de attığımız adımlarda risk almak gerekir.
Yorum Yapılmamış