İş hayatında “Aptal Puma Sendromu”

İş hayatında adı pek bilinmeyen ama çokça yaşanan bir sendrom “Aptal Puma Sendromu”dur.

Peki nedir bu sendrom?

Pumalar avlanırken, ince zekalarının ürünü olan bir karar mekanizması ile hareket ederler.

Avlarını yakalarken harcayacakları eforu ve süreyi, avlarından elde edecekleri potansiyel enerjiye göre ayarlarlar. Koşarken harcayacakları enerji, avdan elde edecekleri enerjiyi aştığı an durur ve koşmayı bırakırlar.

Ceylanın peşinden daha fazla koşarken, tavşanla çok uğraşmazlar mesela. Denge onların aleyhine döndüğü an yenilgiyi kabul eder, başka av bulmak üzere yola çıkarlar.

Aptal Puma Sendromu ise bunun tam tersini yapan kişiler için kullanılır☺️

Yani, hesap kitap yapmadan, harcayacağı zaman ve enerji karşılığında ne kazanacağına bakmadan kendini helak edenler için kullanılır.

Hepimiz böyle aptal puma zamanlardan geçmişizdir. Belki de hala bunu yaşayanlarda da vardır.
Elinden geleni yapan, kurumu için var gücüyle yaz kış gece gündüz demeden didinen, yaptıklarının görünmesini fark edilmesini uman…Takdiri geçelim sadece layıkıyla bilinmesi isteyen…

Ancak yöneticilerin hatta belki İK’nın da dahil olmak üzere, yaptıklarından/yapabildiklerinden haberi bile olmayan, kendisine pek ehemmiyetli lütuf verilmeyen, belki gölge edilen…

Hak ettiği ya da beklediği terfiyi alamayan…
Olduğu yere göre ederi fazla olan lakin değeri az kabul edilen…

Sonuç; yılgınlık, mutsuzluk, umutsuzluk, onca çabasının heder olduğunu hissetmenin verdiği boşluk hali…

İş hayatında, aptal puma olmamak gerekiyor.

Soracağımız soru; “Bana ne yararı var, bana ne yararı olacak?”😉

Eğer koştuğumuz şey, bize yarar sağlamıyorsa, yarar getirmeyecek ise; sadece enerjisini yedirmiş aptal bir puma oluruz.

En yüksek enerjiyi ve zamanı, bize en yüksek getiri olan şeyler için çalışmaya harcamamız gerekiyor.

Eğer zaman, emek ve enerjimizi harcıyor, ancak olduğumuz yerde duruyorsak üstüne üstüne mutsuz isek; akıllı bir puma gibi katma değeri yüksek avların peşinde gerçek potansiyelimizi kullanmamız gerekiyor.

 

** Not: LinkedIn’de bu sendromu okuyunca çok beğendim ve bana ilham kaynağı oldu. Kendi ifadem ve yorumum ile zenginleştirerek bu yazı ile sizinle paylaşmak istedim. 

Yorum Yapılmamış

Yorum Yaz