Kariyerde kişisel markalaşma tam olarak nedir?

Herkese selamlar,

Kariyerde markalaşma (yurtdışındaki ismiyle Career Branding) tanımlamasını ülkemizde ilk defa yüksek sesle dile getirerek gerek paylaşımlarım, gerek videolarım gerekse eğitim ve hizmetlerimle sizlere daha çok tanıtmaya ve bunu konuda yüksek bir farkındalık ve bilinç oluşturma hedefimle devam ediyorum.

Bu yazımda size kariyerde kişisel markalaşmadan daha detaylı şekilde bahsedeceğim.

Kariyerde kişisel markalaşma tam olarak nedir?

Bu kişinin kendini tanıyarak, profesyonel iş dünyasında (kariyerinde) konumlandırması ve tanıtması eylemidir.

Kişisel markalaşma, kariyer ve iş hedeflerimizi hızlandırmamıza yardımcı olan

en güçlü liderlik ve iletişim aracıdır. 

Ve popülaritesi ve önemi tüm zamanların en yüksek seviyesine doğru ilerliyor.

Yani aslında her şey “Neden sen?” sorusu ile başlıyor.

Kariyerde akıllı bir markalaşma, sizi siz yapan şeyin/şeylerin stratejik, yaratıcı ve profesyonel bir şekilde düzenli ve istikrarla sunulmasıyla ilgilidir. Ancak her insan kendini cesaretle ve istikrarla sunamıyor.

Kişisel markalaşma ne zaman fark edildi?

Uygulaması çok eskilere dayanıyor ancak ilk kez 1950’lerde fark edildi. Daha sonra sosyal bilimciler bireyleri benzersiz kılan şeyleri ne olduğunu araştırıyorlar; kendimizi ifade etmek için sıklıkla kullandığımız işaretler, semboller, eşyalar, ürünler ve markalar kullandığımızı keşfediyorlardı. Bu bulgular, başkalarının geri bildirimlerine göre belirli öğeleri seçip gösterdiğimiz iddiasını destekledi.

1959’da sosyolog E. Goffman, “kendini sunma” yani self presentation terimini “kendi çıkarına olan bir izlenimi aşkalarına aktarmak/iletmek” olarak tanımladı.

Goffman, tüm sosyal etkileşimlerimizin sahne performanslarına benzer olduğunu düşünüyordu. Yani insan, içinde bulunduğu duruma ve/veya karşısında olan hedef kitleye göre hareket ediyordu. Onaylamayla ve beğenilmeyle motive oluyor ve onaylanmamaktan çoğunlukla kaçınıyor ya da bundan endişe ediyordu.

Modern iş dünyasında “kişisel markalaşma” nasıl başladı? 

1997’de Tom Peter, Fast Company’de “A Brand Called You” başlıklı (Seni Arayan Marka ya da Marka Seni Arıyor’da diyebiliriz:) bir makale yayınladı.

ve şöyle başlıyordu;

“Biz kendi şirketlerimizin CEO’larıyız: Me Inc. Bugün iş yapmak için en önemli işimiz. Bu kendi ismimizi taşıyan markanın baş pazarlamacısı olmaktır. [ … ] Bu kadar basit: Siz bir markasınız. Markanızdan siz sorumlusunuz. Başarıya giden tek bir yol yoktur. Ve kişisel markayı yaratmanın da tek bir doğru yolu yoktur. Bugün başlayın”.

O zamandan beri kişisel markalaşma odak nokta haline gelmeye başladı. Peters, kişinin kendisini bir şirket olarak tasavvur etme konseptini ortaya koydu. Biliyorsunuz sonra böyle kitaplar da yazıldı (Örn. Ben A.Ş.; yıllaaar evvel alıp okumuştum)

Kişisel markalaşmaya heves eden bireylere (yönetici/uzman/girişimci soruyorum; ve kendileri hakkında (-tıpkı bir projeyi ya da şirketi ele alır gibi-) kafa yormadıklarını, bazı genel ve belki de iddialı (!?) fikirleri olsa bile, kişisel markalaşmanın bir matematiği ve gereklilikleri olduğunun yeteri kadar bilincinde olmadıklarını görüyorum.

Birçok yönetici, kişisel marka yönetiminin sorumluluğunu başkalarına ya da kurumlarına bırakır, ancak kendinizi ifade etme şekilleriniz, içerikleriniz, yazdığınız şeyler ve iletişim kurmak için kullandığınız kelimeler, halka açık (public) imajınızın önemli bir parçasıdır. Giydiğiniz kıyafetler ve tarzınız da buna dahil elbette…

Alanında etkileyici bir kilit kişi olmak için (key person of influence), mesajlarınızı, bakış açılarınızı ve kişisel/mesleki vizyonunuzla bağlantılarınızı güçlendirecek yollar tasarlayarak, içte dışa liderlik duruşunuzu belirlemelisiniz. Belirledikten sonra da bunu sunmalısınız. Ancak dediğim gibi her insan bunu sunmakta aynı özgünlük ve cesarette olamıyor maalesef.

Derslerde de söylediğim gibi etkili bir kişisel kariyer markası için; tanınır, bilinir, bulunur ve görünür olmalısınız! (Buna Visible Expert olmak diyoruz)

Yöneticiler “markalaşma” ile kişiselleşiyor.
Çünkü “The future of branding is personal” 

Kariyerde markalaşma ile kariyerinizi ilerletin.

Güçlü bir kişisel marka, büyüme ve ilerleme için yeni fırsatlar yaratarak ilerlemenize yardımcı olabilir. Alanınızda güvenilir bir uzman olarak itibar kazanarak çalıştığınız şirketin içinde ya da dışında yeni projeler veya iş teklifleri alma şansınızı artırabilirsiniz.

Kişisel kariyer markanız, başkalarının becerilerinizi, yeteneklerinizi ve niteliklerinizi nasıl algıladığıdır. Kim olduğunuzu, kariyerinizde ve sektörünüzde neyi başarmayı umduğunuzu tanımlamanıza yardımcı olur. Kişisel marka, profesyonel değerlerinizi ve iş ahlakınızı yansıtır. Bu size özeldir ve işyerindeki itibarınızın hayati bir parçasıdır.

Yüksek rekabet ve doymuş bir pazarda etkili bir kişisel kariyer markalama, isminizi diğerlerinden ayırır, işverenleri ve(veya) müşterileri çeker. Çünkü bir etkileme (influence) aracıdır. Bu da bilinirliğinizin artmasına yol açar. Kariyer başarısı ile kişisel markalaşma arasındaki karşılıklı ilişki tam olarak anlaşıldığında kişiyi yeni zirvelere çıkarma potansiyeline sahip olan benzersiz bir dinamiktir.

Başarı ile markalaşma arasında bir ilişki var. Birbirlerini inşa ediyorlar. 

Güçlü bir marka yaratmak sizi doğal bir lider olarak konumlandırır ve insanların size alanınızda “düşünce lideri” (Thought Leader) olarak saygı duymasını sağlar. Bu da doğal olarak kendinizi ve başkalarını nasıl idare edeceğiniz konusunda sizi daha güçlü bir duruş sergilemeye iter. Başarı ve markalaşma birbiriyle etkileşime girdikçe liderlik nitelikleri doğal olarak gelişir ve bu da kariyeri heyecan verici yeni yönlere doğru ilerletir.

Kişisel kariyer markanız geliştikçe ve başarı giderek daha ulaşılabilir hale geldikçe, hemen hemen her şeye ilişkin standartlarınız artar/çıtanız yükselir 🙂 

İnsanların markalaşma ve başarı yoluyla bulduğu yön, beklentileri yükselten kalıpların ötesinde ilerici bir zihniyete de olanak sağlar. Örneğin bir girişimciyi karakterize eden zihniyet ve güçlü bir ruh halidir. Liderler hiçbir zaman mevcut durumdan memnun olmazlar; kişisel markalaşmadan kaynaklanan kararlılıkları standartları yükseltir, kendilerini de, şirketlerini de, ekiplerini de ileriye taşır.

Herkesin diploması var ama öne çıkan mesleki ya da kişisel bir kimliği var mı?

S.Covey’in dediği gibi “Güç farklılıklardadır, benzerliklerde değil!” 

Bir kişisel marka stratejisinin hiç bir sivri (çekici ya da itici, ya da harakete geçirici ya da herhangi bir duyguyu uyandırıcı) tarafı yoksa muhtemelen bir çok insan tarafından kullanılan sıradan bir stratejidir.

  • Güçlü kişisel markalar her zaman herkesçe sevilen minnoşlukta olmazlar.
  • Güçlü kişisel markalar bir duyguyu tetiklerler (sevgi, nefret, hoşlanma, iğrenme, tutku, arzu, güven-güvenilmezlik…vs)
  • Güçlü kişisel markalar sıradan olmazlar. Her zaman herkesçe beğenilme kaygısı duymazlar, bir adım ötesi bunu pek de umursamazlar

İster beğenin, ister beğenmeyin etkileyici bir kişisel marka olmak için insanlar da bir duyguyu harakete geçirmeniz gerekir. Ve bunu her zaman “çok sevilerek”, “herkesle iyi geçinerek” ve “sevgi pıtırcığı” olarak yapamazsınız (Üst düzey bir yönetici bile olsanız)
Ve asıl cesaret de burada başlar.

Gerek müşterilerinize, gerek işvereninize gerekse hitap etmek istediğiniz kitle kimse onlara sizi seçme nedeni verecek, sizi takip etme nedeni verecek bir strateji geliştirmeniz gerekir.

Kısacası “ne sattığını bilen” ve sürekli şekilde istikrarla bundan bahseden marka olur.

 

****

Bu yolculukta size nasıl yardımcı olabilirim?

  1. Bu noktada Türkiye’nin ilk ve tek kariyerde markalaşma akademisi CareerBRAND Academy online eğitimlerinden yararlanabilirsiniz.
  2. Kurumunuza özel ilham veren konuşma (keynote) ve/veya yöneticilere özel kurumsal eğitimler için iletişime geçebilirsiniz. 
  3. Profesyonel özgeçmiş (Executive Resume) ve Linkedin profil hizmet paketlerini inceleyebilirsiniz.
  4. Banu Çakar ile 1e1 stratejik mentorluk için iletişime geçebilirsiniz.
Yorum Yapılmamış

Yorum Yaz