Şansım yok, yağlı kapım yok, bir yerlerde dayım yok, o yok bu yok!

“Şansım yok, yeteneğim yok, yağlı kapım yok, bir yerlerde dayım yok, o yok bu yok” şeklindeki söylemleri duyunca üzülüyorum.

YouTube kanalıma bir izleyici yorum olarak şöyle yazmış;
“…pandemi çıkınca da iyice saldım, günden 15 saat uyuyorum geri kalanda da tv falan zaman geçiriyorum, umudum yok”

Bakın buradaki tabloyu net görmek gerekiyor.
Kimse bizim kariyerimiz için, bizim yerimize emek vermez. Bizim yerimize çalışmaz. Bu kimsenin sorumluluğunda değil. Bir sihirli değnek de yok.

Hayalimizdekilere (-bu maddi ya da manevi hiç farketmez-) sadece az sayıda “şanslı” (?) insanın bunlara ulaştığına inanmayı bırakmak gerekiyor. Bu çok vasat bir yalan! Hiç bir başarılı insandan bu tip cümleleri duymamız mümkün değildir.

Çünkü onun yerine devamlı olan bir gayreti, sadece lafta değil hayata geçirilen bir hedefe adanmışlığı, pek çok olumsuzluk ve zorluğa karşı dayanıklılığı görürsünüz.

Bana “sizi idol olarak görüyorum” diyen genç arkadaşlarım oluyor, bir yandan gurur duyuyorum bir yandan da büyük sorumluluk hissediyorum. Beğenip örnek aldığınız işinde başarılı hiç bir insan, oraya kolaylıklarla gelmemiştir. Bu da başka bir gerçektir.

Bu noktada hep Tac Mahal örneğini veririm. Dışarıdan bakılınca hayranlık uyandıran bir yapıt öyle değil mi?
Ama inşası sırasında ölen/heder olan yüzlerce işçi var. Yani parlaklığı ile gözümüzü alan her şeyin ardında ciddi zorluklar var, keşmekeş var, acılar bazen de kayıplar var. Kurumlarda böyledir.

Hayatta arzu ettiğimiz hedefler için maksimum gayreti ve azmi göstermek zorundayız. Bu nedenle bazı insanlar diğerlerinden ayrışıyor. Nedeni tam olarak bu! Bu “yılmazlık” demek. Bir yanda da hedefini bilmeyenler, adım atmamak için bahaneler bulan, amacılar, fakatcılar var.

Hayatta ve kariyerde, hedefleriniz için amansızca (!!!), her gün bir öncekinden daha iyi nasıl olur diye sorarak çalışmak gerek. Hedefine sıkı sıkı sarılmak gerek.

 

** Smart CareerBRAND – Kariyerde Akıllı Markalaşma Online Eğitiminden bir kare 

 

Kariyerinde arzı belirleyen, talebi yönetir. Kariyerde markalaşma için mümkün olduğunca niş, henüz rağbeti az, henüz popüler olmamış olan bir alan seçmelisiniz. Mümkün olduğu kadar spesifik bir alan olmalı.

Çünkü amacımız, arzı fazla, yaygın ve iyi tanımlanmamış bir alan değil, dar, iyi tanımlanmış, yaygın olmayan bir alanı kendine uzmanlık alanı olarak belirlemektir.

Belirledikten sonra bu alanda servisleşen hizmetler ve ürünler tasarlayıp, sunmaktır. Bunu yaparken en büyük kaldıracınız, solo gücünüz yani KENDİ isminiz, bilinirliğiniz, tanınırlığınız ve bulunurluğunuzdur. Buna “Görünür Uzman/Etkili Kilit Kişi” olmak diyoruz.

2001’de mezun oldum. Kriz zamanıydı. 2 yıl iş aradım. Yüzlerce görüşme yaptım.

Şimdiki gibi iş avlama stratejiler ve uzmanlar yoktu. Başka bir bölümde işe başladım (maaş iyiydi)

İK’ya geçişi kafama koydum. Başardım. İK’ya geçtim. Bir şey bilmiyordum. Bilen pek kimse de yoktu.

Araştırdım en iyi İK uzmanlık eğitimini buldum, kendi paramla gittim, tamamladım.

Hep öğrenmeye çalıştım. Gelişmeye devam ettim. Yine kendi paramla 🙂

Sonra MBA yapmaya karar verdim. Çok iyi bir özel üniversitede yüksek yaptım. Yine kendi paramla 🙂 Yüksek sırasında bir yarışma ilanı gördüm, katıldım, kazandım. İtalya’ya burslu olarak okumaya hak kazandım. İstifa ettim. İstifayı kabul etmediler, kör öldü badem gözlü oldu misali İtalya dönüşünde terfi verdiler.

Tam gaz çalışmaya devam. Ancak bende vizyon tamamen değişmiş. Orası dar geliyor. O hikaye bitti. Görüşmelere başladım. Bu sefer tam bir iş avcısıydım. İlana çıkmadan rolü aldım.

Yine tam gaz çalışmaya devam. Lakin ortalık adeta Topkapı Sarayı:) entrikalar, çakallıklar, şunlar bunlar… Onun için sadece işinize bakmayın etrafa da bakın diyorum 🙂

O hikaye de bitti. Ve girişimcilik dönemi başladı.Girişimciliğe kadar geçen 15 yılda iyi ki kendi bildiğimi okumuşum.

İyi ki blog ile sosyal medyaya adım atmış, ve kendi adıma sitemi açmış ve içerik üretmişim.

İyi ki sadece 8-5 çalışıp bu yılları kendi ismime ve bilinirliğime yaptırım yapmadan boşuna geçirmemişim. Attığım o tohumlar gün geldi mis gibi çiçeklendi.

Bir işi çok iyi yapıyor olabilirsiniz, ama onu aktarmaz, duyurmaz ve paylaşmazsanız işi ne kadar iyi yaptığınızın bir önemi kalmaz. Çünkü artık kariyer markası güçlü ve bilinir bir “Görünür Uzman/Visible Expert” olmak şart.

Deneyimli ya da deneyimsiz olmanız fark etmez, bunu yapabilirsiniz.

Nasıl ve ne şekilde yapacağınızı ise, yapmış olandan öğrenmek kariyeriniz için yapabileceğiniz en değerli yatırım olacaktır. Gelecekteki siz, size teşekkür edecek. Bu dediğimi hatırlarsınız 🙂

Kariyerde akıllı markalaşmanın stratejisini, adımlarını, yol haritasını buraya tıklayarak öğrenebilir, solo girişimciliğe ve kişisel markalaşmaya dayanan geleceğin iş dünyasında güçlü bir yer edinmeye bugünden başlayabilirsiniz.

Yorum Yapılmamış

Yorum Yaz