Serdar Kılıç’ı keşfedip ilk defa NTV’de izlediğimde adeta büyülendiğimi hatırlıyorum. (Şimdi TRT Haber’de) Bu adam kim, nasıl bir insan, doğada nasıl tek başına güvenle ve büyük bir sakinlikle hareket edebiliyor diye şaşırmıştım. Sanki doğada hep panik ve korku içinde hareket edilecekmiş gibi…Keşfettiğim ve ilk izlediğim andan itibaren takipçisi olduğum Doğadaki İnsan programı, doğa ile bir insanın lider ruhunun nasıl gelişebileceğini hatta insanın doğa sayesinde lider ruhunu nasıl daha kolay keşfedebileceğini daha net anladım. Nitekim Allah, kendini yarattığı iki perde arkasına gizlemiştir der Ruhsal Zeka, bunlardan birincisi doğa perdesi, ikincisi ise ruhsal perdedir.
Doğadaki kusursuz işleyiş insana ilham ve ibret vermeli. Ki veriyor!
İnsan bakıyor doğaya anlamaya çalışıyor ama doğa ile savaşılmıyor, mücadele edilemiyor. Doğa kendisine ait olanı mutlaka alıyor. İçinde inanılmaz ahengi ve işleyişini sınırlı insan aklı sadece kavramaya ve matematiksel olarak anlamlandırmaya çalışıyor. Doğa karşısında insan o kadar küçük ki…Doğa karşısında insan o kadar aciz ki…
Kaçımız doğayla içiçe olacak kadar şanslıyız ki?
Kaçımız doğayla içiçe zaman geçirebiliyoruz ki? (Elbette bu sorularım yüklü paralar ödenerek gidilen doğa(!) tatillerini kastetmiyor)
Kaçımız doğanın içinde dürüstlükten ödün verilmediğini, gerçek liderliğin doğada olduğunu anlayabiliyoruz ki?
Serdar Kılıç ‘ı izlemeyi çok seviyorum. Her programında ondan bir şey öğrenmek mümkün çünkü…Doğayla içiçe olan bir insanın ne kadar lider ruh’lu olduğunu anlamak zor değil. Plazalarda, toplantılarda veya bilgisayarlara, raporlara boğulmuş bir lider değil. Performansının satış hedefini tutturup tutturamadığıyla ölçümlendiği değil, doğada, doğanın içinde onu dinleyerek, muazzam dengesi içinde onunla bütünleşerek, onunla birlikte varolarak liderliği bize anlatan doğadaki insan programı ve Serdar Kılıç…
İlham veriyorsun. İyi ki varsın!
Yorum Yapılmamış