LinkedIn, 2003 yılında Reid Hoffman tarafından kuruldu ve 05 Mayıs 2013 te 10.yaşına girdi. Visual.ly’de incelediğim istatistiğe göre, Dünya’da 200 milyon LinkedIn kullanıcısı var. 17 farklı dilde kullanıma açık. Her saniye yeni bir kullanıcı ilave oluyor.
Kullanıcıların yüzde 42 si profillerini düzenli olarak güncelliyorlar. Yüzde 35 i ise hergün siteye geliyor. Kullanıcıların yüzde 39 u, Premium kullanıcı. LinkedIn’de, 2013 istatistiklerine göre 1,5 milyon grup mevcut.Kullanıcıların yüzde 81 ise bir gruba dahil.
Dünya çapında kullanılan ve süratle büyüyen profesyonel sosyal platform olan LinkedIn; işini geliştirmek ve yeni girişimlerde bulunmak isteyenlere yönelik birçok olanak içeriyor. Peki LinkedIN’deki profilimizi oluşturma için nasıl hareket etmeliyiz ?
En doğru ve en sağlıklı şekilde LinkedIN profili nasıl oluşturulur?
Neler yapılır, neler yapılmaz?
Profilinizi yarım yamalak ve eksik doldurmayın.
Doldurduğunuz bu alan, profil sayfanızı ziyaret eden kişilerin göreceği alandır bu yüzden hem etkileyici hem açık hem de anlaşılır bir dilde kendinizi ve yaptıklarınızı anlatmanız gerekiyor.
Türkçe ya da ingilizce ya da iki dilde de yazabilirsiniz. Bu keyfinize kalmış. Önemli olan kendinizi ve varsa uzmanlıklarınızı profilinizin en üstünde görünün alanda ana hatları ile ifade etmiş olmanız. Profilinizi inceleyenler, daha profilinizin başında sizinle ilgili fikir sahibi olabilmeliler. Ne yaptığınızı, neler yapabileceğinizi anahtar kelimelerle, en kısa ve öz şekilde anlatın.
Kim olduğunuzu iyi ve detaylı bir şekilde belirtmeniz oldukça önemli. İş bilgilerinizi, öz geçmişinizi, hangi pozisyonda çalıştığınız ve ünvanınızı profilinizde net ve açık bir şekilde belirtmelisiniz. Profilinizi inceleyen biri sizin yeteneklerinizi ve ilgili alanlarınıza ulaşarak sizinle irtibata geçebilir. Mesela LinkedIN’de bir ik’cı olarak en beğendiğim profillerden birini örnek vermeden geçemeyeceğim. Keza kendisine de bu düşüncemi iletmiştim.
Düzgün ve profesyonel bir fotoğraf kullanın.
Bazen rastlayabildiğimiz, herhangi bir gezide, tatilde, kuaförden çıkmışken veya ünlü bir sanatçı ile beraber çekilmiş muhtelif fotoğraflarınızı kendinize saklayın, keza yeri LinkedIN değil. Bu nedenle sizi profesyonel olarak en iyi yansıttığını düşündüğünüz bir kareyi tercih edin.
İş deneyimlerinizi yazın.
Daha önce hangi görevle neler yaptığınızdan mutlaka bahsedin. Hatta burada sıkıcı olmamak kaydı ile inebildiğiniz kadar detaya inin. Kimlerle çalıştığınızı, işinizi nasıl yaptığınızı anlatın. Sadece xx görev diye yazmayın. Profilinize bakan için verimli olmayacaktır. O görevde yaptığınız ana sorumlulukları, görevleri anlatın. Ve dikkat ! : Lütfen “İş arıyor” veya “Yeni iş fırsatlarına açığım” gibi şeyler yazmayın. Profilinizi eksiksiz ve anlaşılır kılarsanız mutlaka ilgi çekeceksinizdir. (İş ilanları kısmında yazdığım gibi de hareket edebilirsiniz)
Eğitim bilgilerinizi tamamlayın.
Mezun olduğunuz okulları mutlaka yazın.
Web sayfalarınızı girin / Projelerinizin dosyalarını ekleyin / Videonuz varsa onu da ekleyin.
Şirketinize ve kendinize ait web sayfalarınızı mutlaka girin. Blogunuz varsa belirtin. Trafik almak ve profilinizi ziyaret eden kişileri bilgilendirmek adına bu bilgileri girin.
İletişim bilgilerinizi yazın.
Eğer gizli güvenlik teşkilatlarında (!!) çalışmıyorsanız, insanların sizinle iletişim kurabilecekleri bir mail adresi belirtebilirsiniz. LinkedIN adı üzerinde bir sosyal ağ 🙂 Ama bazı üst(!!) düzey çalışanların dahi LinkedIN’de profil açmış olmak için açtıklarını anlayabiliyoruz.
İş alanlarını ve ilanlarını araştırın.
Seçeceğiniz kilit kelimelere göre dünyanın her yerinde iş olanaklarını inceleyebiliyor ve isterseniz başvurabiliyorsunuz. LinkedIN aracılığıyla bir iş ilanına başvururken, mutlaka kısa bir önyazı ve word formatında hazırlanmış cv nizi ilave etmeden başvurmayın. Veya istediğiniz kurum çalışanına ulaşarak (iletişim bilgisi de yazıyorsa) kendinizi ifade edin ve iş başvurusu yapmak istediğinizi samimiyetle yazın.
Profesyonel ağınızı artırın.
Linkedin’in Seacrh kısmına işiniz ile ilgili kelimeleri yazın ve çıkan profilleri inceleyin. Mutlaka karşılıklı fayda sağlayabileceğiniz kişilerle karşılaşacak veya işinizi geliştirebilecek toplantılar yapabileceksiniz.
Profilinizi görüntüleyen kişileri görebiliyorsunuz.
Profilinizi görüntüleyen kişileri LinkedIN’i ücretsiz kullanıyorsanız son 5 kişiyi, Premium kullanıyorsanız hepsini görebiliyorsunuz. Böylece sizin profilinizi inceleyenleri fark ederek olası iletişimleri sezebiliyorsunuz.
Linkedin gruplarına mutlaka katılın.
Bu gruplarda birçok yeni insanla tanışabilir ve profesyonel anlamda paylaşımlarını görebilirsiniz. Bu gruplarda faydalı makalaler okuyabilir ya da ihtiyaç haline bulunduğunuz bir konuyu paylaşabilir ve iyi bir geri dönüş yakalayabilirsiniz. Gruplar ayrıca güzel bir PR platformudur. Markanız veya ürünleriniz için tanıtımlarınızı burada paylaşabilir ve hiç olmadığı kadar iyi geri dönüşler elde edebiliriniz. Eğer sosyal medya yönetimine başlayacaksınız, Linkedin kişisel markanız için ilk ve en sağlam basamağınız olabilir.
LinkedIN’de paylaşımlarınıza dikkat edin.
Paylaşımlarınız işinizle veya sektörle ilgili olsun. Ben şahsi olarak, özlü ve güzel sözler veya bilumum kişisel yorumlar için LınkedIN’in kullanılmasını doğru bulmuyorum. Yapılacak paylaşımlar ya işinizle ya blogunuzla veya sektörel herhangi bir haberle olabilir ama asla özel hayatınıza dair veya laubali bir paylaşım yapmamalısınız.
LinkedIn’i mümkün olduğu kadar düzenli kullanmaya gayret edin.
LinkedIn’de hergün yarım saat veya iş arıyorsanız duruma göre 1 saat zaman geçirmeniz yeterli olacaktır. Profilinizi görüntüleyenleri de sıkı takip etmek istiyorsanız özellikle düzenli kullanmanız gerekir. Gün içindeki iş döngünüze bağlı olarak bir sabah bir akşam olarak Linkedin üzerinde aktif olarak vakit geçirmek sizin iş bağlantılarınızın artmasına yardımcı olabilir.
*******
İçerikte yararlandığım muhtelif kaynaklar :
Yorum Yapılmamış