Nedir bu “NONAME” olmak yahu?

Bir “Noname” olmaktır gidiyor 🙂

Bu kavram hakkında iki kelam etmektir gayem diyerek oturdum laptop’ımın başına…

Bu kavramı bu son aylarda daha çok duyar olduğumdan dikkat kesilme zuhur etti bendeJ Bir yere gidersin, birileri ile konuşursun, bir şeyler yapılacaktır ama hep aynı bayat koku yükselir, “noname” olmak ?? Yok o noname, yok bu noname…Ben, sen, o, biz, siz, onlar…

Nedir bu “noname” olmak, nedir bu “noname”lik yahu?

Peki kimdir “yesname” ?

Bu nasıl bir ayrım ve kategorilendirmedir?

Bazı insanların, bulundukları yerden ve beraber oldukları kişilerden daha vizyoner olmak konusunda sıkıntıları vardır. Ki bunlar genellikle yenilikçi fikirlere sahip insanlardır. Öngörüleri hayli yüksek insanlardır. Radarları daha açık, sezgileri daha güçlüdür. Yani bu insanların bu huyları veya özellikleri ne derseniz deyin, onların en yetenekli oldukları alan olduğu kadar en canlarını yakandır da aynı zamanda…

Bu nedenle, beraber olduğu insanların ve çalıştığı ekibin, liderin vizyonunu tam olarak anlayabilmesi mümkün değildir. Ancak bağlılık, yüksek dozda tutkudan oluşur.

Kolay değildir, kimse henüz fark etmemişken fark etmek…

Kolay değildir, kimse henüz anlamamışken anlamak ve yeri geldiğinde anlatmaya çalışmak…

Kolay değildir, ileride gördüğün ufuk ışığını, onu göremeyen/göremeyen birilerine “bak ışık orada görüyor musun?” diye işaret etmeye çalışmak…

Hele güya “noname” ise daha zordur.

Bazı insanlar bulundukları yerde değillerdir. Bulundukları yerden çok daha başka bir yerdedirler. Hayat ve tarih, gerçekte oldukları o diğer yere gidebilenler ve gidemeyenlerin hikayelerini sunmakta cömerttir nitekim bize 🙂

Buradan bakacak olursak nitekim “ilham” veren, başarılarını hatta başarısızlıklarını örneklerle verdiğimiz veya örnek verilenler, gıpta edilenlerin hepsi bir zamanlar hep “noname”lerdi!…Üstelik her alanda!…

Onun için kimdir ki bir diğerine “noname”sin diyebilir?

Böyle bir hakkı kendinde görür?

Keza birileri hakkında kafanızda böyle abuk bir kategorilendirme yapacaksanız, nereden emin olabilirsiniz ki, sizin belki kendinizce “noname” sıfatı yakıştıracağınız birisinin sizin bulunduğunuz yerden çooook daha başka bir yerde olmadığına? Ama sizin halihazırda bunu görüp fark edebilecek, hadi fark ettiniz diyelim bunu anlayabilecek vizyona sahip olup olmadığınıza??

Onun için, “geç bunları anam babam geç bunları…bir kalemde bilirim ben yaptığımı” (Tanıdık geldi mi:))

Hiçbirimizi, aklı malik, ilmi malik bir başkası, hangi seviyede veya yerde olursa olsun “noname” olarak telaffuz edemez. Biz de bir başkasını edemeyiz. Etmemeliyiz. (Dikkat ederseniz, aklı ve ilmi malik diyerek, malik olmayanların yine kendilerince böyle takıştırma yapabileceği opsiyonu için kapıyı açık bırakmak istedim:))

Baba Zaman, Tebrizi’yi Konya’ya Rumi’nin yanına göndermeden önce şöyle anlatıyor Seyid Burhaneddin’e,

“Tehlikeli çünkü Şems öyle geçinmesi kolay bir insan değildir. Bir kere fazlasıyla gururlu ve açıksözlüdür. Göçebe bir yaşam sürdüğü müddetçe idare etmişti ama bir şehirde, yerleşik insanlar arasında şimşekleri üzerine çekmesinden ürküyordum. Cahiller onu anlamaz, okumuşlar ise kıskanır, katlanamaz. O yüzden seyahatini geciktirmeye çalıştım. Ama gidişini ancak bir yere kadar erteleyebildim.”

Ve bu dünyada Şems’ler sayısız kere gelmiştir, gelmeye de devam edeceklerdir.

Ah çok pardon “noname” olarak kalabilirler keza bu onlara, başkalarına verdiği sıkıntı kadar sıkıntı vermez 🙂

 

Banu Çakar
banu@banucakar.com
Yorum Yapılmamış

Yorum Yaz