Hayat nedenlere sığmayacak kadar sonsuzdur

Eylül ayında bir yolculuk dönüşünde yan yana idik.

Bana ilk defa o zaman anlattı. O zaman bu “ruh” ile tanıştım.

Her kadına doğurduğu bir fikrin, bir emeğin, bir projenin heyacan vermesi gibi, ona da kendi bebeği heyecan veriyordu. Anlattım, dinledi. Anlattı, dinledim. Ki hazırlandıklarının insanın karşına çıktığını bilmenin şükrü ile Bilge’nin anlattıklarını dinledim. “Dişi Bilgelik” ile tanıştım. Bilge, paylaşmak istediklerini insanlara aktarmak için bu yolu seçmişti. Hatırlamam gereken pek çok şeyin olduğunu biliyordum, Banu’yu bir yerlerde bıraktığımı. Onu tanımamak için çok zorladığımı, fakedemediğimi, göremediğimi…Bilge bu yolculukta bir kılavuz oldu.

Bilgi dışsal bir süreçtir çünkü dışarıdan alırız, duyarız, bakarız, öğreniriz. Oysa ki BİLGELİK, İÇSEL BİR SÜREÇTİR. Her birimizin içinde bilge olan bir taraf var. Ancak onunla bağımız oldukça, aslında dışarıdan öğrenilen bir şey olmadığını hepsini bir yerlerden, bir andan hatırladığımızı hissederiz. Dişi bilgelikte böyle bir süreç.

Bilge, disibilgelik.wordpress.com isimli blogunda bunu şöyle aktarıyor :

“İlahi dişinin (feminen bilincin) yeniden canlandığına tanık oluyoruz dünyanın her bir köşesinde. Feminen kalp, dünyanın gittiği yönü bir ızdırap gibi derinden hissediyor ve şu an kadınlar, feminen bilgeliği bir lider olarak ifade etmek üzere yeniden güçlerini ellerin almak üzere çağrılıyorlar. Kadınlar, dünyadaki bozulmuş dengeyi tekrar dengelemek üzere anahtarı ellerinde tutuyorlar. Çok eski zamanlardan beri kadınlar bedenlerinde evrenin derin sırlarını barındırdılar. Zaman içinde dünya; lineer, rasyonel, zihinsel olmaya başladıkça, kadınlar bu derin mistik bilgilere açılan kalpleri ve bedenleriyle bağlantılarını kaybettiler. Bu sırlar o kadar uçsuz bucaksız ki, içine girildiği zaman, kadın tanrısallığının orijinal formuna geri dönüyor. Bir çok kadın, ilahi bütünselliğine erişmek adına, kendini inkar etme sınırlarını aşarak artık yaralı ve kurban bilinçlerinin içinden geçmeye hazır hale geldiler.

Dengesinden çıkmış dünyanın derinden şifalanması için eril (maskülen) ve dişi (feminen) enerjilerin yeniden dengelenmesi anahtardır.

Bu iki enerji birbirine zıt değildir aksine birbirlerini tamamlayıcı güçlerdir. Bir olmanın iki tarafıdır ve birbirine aittirler. Feminen kendini güçsüz, kurban edilmiş, dışlanmış hissederken, maskülen ise kendi içinde agresif, sömürücü ve yıkıcıdır.

Gerçek şifa ve denge; Feminen vasıfları ait oldukları yere; onurlandırıp, eşitliğe ve hürmete getirmekle mümkündür. Sadece dünyada değil, kendi yaşamlarımızda da..Ayrıca, maskülene ait dominantlığın, kontrol ve rekabet enerjisini temizleyerek gerçek maskülen vasıfları getirmek gereklidir. Bunlar; maskülenden feminene sadakat, cesaret, kalp yönlü odaklanma, koruma ve güç vermedir.”

İnsanların ve özellikle de biz kadınların içinde bulunduğumuz bu çağda kişisel gelişimlerine, bir şeyleri fark etmeye yönelik artan bilinçlerinde ilahi nizamın büyük bir desteği olmalıydı. Ki var! Nitekim içinde bulunduğumuz çağ “YENİ ÇAĞ”. Liderliğin cinsiyetsiz olduğuna dair görüşümü destekleyen müthiş bir enerjinin ve yükselen bir bilincin işareti dişi bilgelik.

Güç; dişiye ait olandır. Bu nedenle erkekler güç peşinde koşar.

Sevgi; erile ait olandır. Bu nedenle kadınlar sevgi peşinde koşar. 

Bu yazıyı yazma günümün de 08 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne denk gelmesi elbette bir tesadüf değil ! Hikmeti bilen kişi her gördüğü hadisede hikmeti arar. Her şeyin eğitimlerdeki gibi olmadığını da hepimiz biliyoruz. Hayat bazen bizi kendimizle bazen ailemizle bazen işimizle bazen de etrafımızla sınar. Ancak şunu hepimiz çok iyi biliyoruz ki ateş düştüğü yeri yakar en çok. İnsan, ateşin kalbe düştüğü anda hikmet sayesinde Allah ile irtibat kurar.

“Hayat nedenlere sığmayacak kadar sonsuzdur” der sufilerin gizli hazinesi Celcelutiye şerhinde…

Allah’ın insana en büyük hediyesi; “İDRAK”tır. Ve Allah dilediğine “İLİM” yolunu açar. Ve açılan ilim, eğer yolumuzu kalbimizin sahibine ulaştırıyorsa gerçek ilimdir. İnsanın kendi özü ile buluşmasına her kim, ne ile, ne yoluyla olursa olsun (eğitim ya da başka herhangi bir şey) vesile oluyorsa, ne mutludur ki; mükafatı budur.

10407097_10152642289292051_8061260766965054140_n

Teşekkürler Bilge…

Teşekkürler Evrim Aras…

***İmkanı olan, kalbini ve ruhuna da buna hazır hisseden her kadının Bilge ile “Feminen Liderlik” yolculuğuna katılmasını kesinlikle öneririm 🙂

Yorum Yapılmamış

Yorum Yaz