Hayat yaşayarak öğreniliyor.
Yürümek, yürümeye başladıkça öğreniliyor.
Dersler okullarda değil, hayatta görülüyor. Her şey hayatın içinde hayatla gelişiyor.
Farklı insanlar tanıtıyor hayat bizlere, kimisi iyi kimisi ise habis ruhlu…
Farklı yüzler gördürüyor hayat bizlere, kimisi samimi kimisi ise sinsi…
Bende bu yollarda öyle gördüm, öyle öğrendim, öğrendiğim ne varsa…
Allah ömür verdikçe de nasibimiz kadar görüp öğreneceğiz.
Hayatta her insanın sizi olduğunuz gibi tanıyabileceğini düşünmeyin.
Hatta böyle düşünmeden önce, kendinize bakın ve sorun.
Siz; kimi ya da kimleri tam anlamıyla olduğu gibi tanıyabiliyorsunuz?
Olayın aslı kusursuz veya mükemmel bir vücuda sahip olmak değil, bilge bir kalbe, olgunlaşma yolunda seyir halinde olan bir ruha sahip olmaktır.
Bazı insanlar siliktir, sıradandır. Bu onların özellikli olmadığı anlamına gelmez ancak siliktirler, hayat görüntüleri fludur, net göremezsiniz onları.
Liderlik, kişiliğini korkmadan çekinmeden sergileyebilmektir.
Liderlik, kişiliği veya hislerini korkmadan çekinmeden ne kadar sergileyebildiğindir.
Gerçek bir lider, gerektiğinde kusurlarını samimiyetle paylaşabildiğindir. (İş hayatımızda veya özel hayatımızda) Ve o anda seni ilerletebilendir.
Sadece akıllı olmak yetmez. İyi olmakta gerekir.
Sadece iyi olmak yetmez. Akıllı olmakta gerekir.
Dolayısıyla iyiliğimiz aklımızla, aklımız da iyiliğimizle birleştiğinde gerçek değerimiz ortaya çıkar.
Bazı insanlar ise parlaktır, sıra dışıdır. Sıra dışı derken marjinal, uçuk kaçık anlamında değil, farklıdırlar. Sadece varlıklarıyla olsa bile fark edilirler bir şey konuşmalarına veya ekstra bir şey yapmalarına gerek yoktur. Enerjileri, ışıkları farklıdır. Hissedilir, anlaşılır.
Yüksek meşrepli olan bu insanlar, sadece varlıkları ile bile habis ruhları rahatsız ederler.
Hepimizin bir dedektörü var. Hepimizin “ruhsal” bir dedektörü var.
Etrafımızı tarayan, bize benzeyenleri veya benzemeyenleri anlamamızı sağlayan…
İnsanın etrafında doğal bir seleksiyon vardır.
Dikkat edin lütfen, dikkatle gözlemleyin;
Bazı insanlardan hiç bir şey yapmadan uzaklaşırız, bazı insanlar ile hiç bir ekstra çaba sarfetmeden yakınlaşırız.
Çünkü her insan benzeri ile beraber olmaktan hoşlanır.
Her kuş kendi cinsiyle uçar.
Bir serçe, bir doğanla uçabilir mi?
Veya
Bir kanarya, bir martı ile ?
Veya
Bir şahin, bir karga ile ?
Sen hangi cinsen, seninle uçabilecek olan o cins bir kuştur.
Cinsini bilmekle ve bunu kabul etmekle kendin için önemli bir adım atabilirsin.
Dolayısıyla insan, hayatta her daim aynı insan/arkadaş topluluğu ile olmaz.
Ama sözde ve görünürde olan arkadaşlıklar eninde sonunda “doğal seleksiyona” uğrar !
ve bu da bir kayıp değildir !
Etrafımızdaki bol (!) sözde arkadaşlar “OBURLUK” gibidir.
İnsanın aç olsa da olmasa da habire bir şeyler yemesi gibidir.
Bazen insan diyetine girmek gerekir.
Gerekir ki, insan kendini daha fit hissetsin 🙂
Banu Çakar
Mehmet
Posted at 12:06h, 27 MartBanu hanım merhaba,
Blogunuz ve yaşam hikayeniz oldukça güzel,
Başarılarınızın devamını dilerim.