Tünelin Ucundaki Işık

Hayat, onu nasıl ele aldığınla değil, olanları nasıl karşıladığınla ilgili.

Hayat, herşeyin çok ince iplerle birbirine bağlı olduğunu anlamanla ilgili. Bunun nerede olduğunla (lüks bir yerde olmakla ya da minik bir köy), nereden mezun olduğunla (isimli bir kolej ya da mütevazi bir lise) ya da varlıklı olup olmamanla bir ilgisi yok!

Bu bir bakış şekli. Hayatla dost olmak ya da ona düşman kesilmekle ilgili…
Olmayanlara üzülüp de, olanları da elinden kaçırıp kaybetmemekle ilgili…

Bazen insan yapamadıklarına o kadar odaklanır ki; kendine haksızlık yaptığını görmez.
Başardığı, yapabildiği herseyin üstünü çizer. Ve bunu bizzat kendi kendine yapar.
Hayatına gelen güzelliklere gözünü kapatır; oturur; bir köşede olmayanlarla mutsuzluğuna ağlar durur.

Yapabildiklerimiz var elbet yapamadıklarımız da; başardıklarımız var elbet başaramadıklarımız da…
Ama dirayetimiz baki! Allah, ömrümüzce de dirayetimizi baki kılsın. Çalınan her kapı hemen açılsaydı; ümidin, sabrın ve isteğin derecesi anlaşılmazdı.

Bildiğim bir şey var ki; gözünü kapayan sadece kendine gece yapar.
Kendine gece yapan, kendi kendini yalnızlaştırır.
Önemli şeyler bir anda yapılamaz; ufak şeylerin bir araya getirilmesiyle oluşur.

Ne kadar sıkılsan da kendine hatırlat; bu da geçer. Karanlık bir tünelin içinden geçiyor olsak da, o tünel bir yerde bitecek ve biz yeniden ferahlayacağız. Hayatın temeli “inşirah” değil miydi? Her zorlukla beraber bir kolaylık; her zorluktan sonra bir kolaylık yok muydu? Vardı!

Ancak basiretli bir zihin, kendisi icin sunulan lütuf ve fırsatları daha kolay görebilir, daha kolay anlayabilir. Bu nedenle “basiret” yani bâsar olma mühimdir. Büyükler basirete basiret katan insanlarla ol; basirete basiret katan sevgiler yaşa derler. İşte bu yüzdendir. Basiret ve feraset adeta kardeş gibidir. Feraset ise, geniş bir vizyondan bakabilmektir yani sadece bulunulan anı/durumu sadece o haliyle degil daha geniş bir çap ve yüksek rakımdan anlayabilmektir. Çünkü o zamanda tüm durumlar sadece göze görünenden farklıdır/farklı olabilir; feraset sahibi insanlar bunu bilirler. Bu nedenle yaşadıkları her ne ise (gam ya da keyif) bunda takılıp kalmazlar.

İnsan kuş değildir amma en çok ümidi icin kanat çırpar.

Bugün 31 Temmuz.

2022 senden 7 ayı bitirirken, gönlümüzü hoş etmedin; yüzümüzü güldürmedin, çiçeğimizi açtırmadın, umduğumuz gibi çıkmadın. Neyse ki sıkıca sarılmışız ümidimize bırakmıyoruz. Çok zorluyorsun bizi, ancak biz de her yelde uçuşan saman değiliz.
Gün gelip de bize ait olan, bizim icin esen rüzgarda bir tüy gibi uçacağız.

Hayat, her insana yolunu gösterir yönsüz bırakmaz. Kimse kendisi icin saklanan müjde ve göz aydınlıklarını bilemez. Her insan kendi yolunda, kendi aslına doğru akar. Ama bazı yollar birleştiğinde işte o zaman basirete basiret katılır. Su fırtına olur akar gider.

Her ne yaşıyorsan geçici…Hep kış değil mevsim, yaz da var.
Hep gece değil, gündüz de var. Hep zifiri karanlık değil, ışıldayan yıldızlar da var.

Hep kaybedecek değilsin; kazanmak da var. Bazen kaybede kaybede kazanır insan.

Görünürde üzülür, canı acır, hayatı çalkalanır ve kaybediyor görünür.
Lakin tüm bunları yaşadığı için an gelir feraha da çıkar. Hz.Ali’nin dediği gibi; “Şimdi yaşadığın rahatlığı, çektiğin acılara borçlusun”.

Hey hayat; borç hanene yazıp biriktirdim hesabını. Benden aldıklarınsa veresiye değil, hep bedeliyle…
Geceler gündüz, akşamlar sabah, kışlar yaz oldu. Şimdi alacaklarımın tahsil vakti geldi.

Kapıya gelen benim. Açmaktan başka şansın yok. Kapını çalan benim. Sevmekten başka şansın yok.

Hayatın neler getireceği bilinmez. Şansın nerden döneceği belli olmaz.
Görebilmek, gelen fırsatı da basiretle anlayabilmek gerekiyor☺️😉

Bekleneni değil, beklenenden fazlasını vermek zordur.
Söylemek degil; söylediklerini yapabilmek zordur.
Ümit vermek degil; verdiği ümidi sırtlanmak zordur.

Ama ne diyelim; kolay degil elbet!
Kolay olsa herkes yapardı.

 

** Her yıl benim için bir gelenek olduğu üzere 🙂 (naçizane pek meşhur olan doğumgünü yazılarım:), Allah ilham nasip ederse bu yıl da kaleme alacağım Ağustos’ta…Tünelin ucundaki ışığa inanıyorum. Var, biliyorum. Herşey güzelleşiyor. Çünkü herşey çok güzel olacak. Sevgiyle kalın. 

Banu Çakar
banu@banucakar.com
Yorum Yapılmamış

Yorum Yaz