Samimiyet enerjisi ve tarz
İnsanların en çabuk aldıkları enerjinin samimiyet olduğunu düşünüyorum. Düşünmenin de ötesinde yaşıyor ve deneyimliyorum. Herkesin bir yaşam tarzı, stili olduğu kadar her yazarın da (gazete, dergi, blog…vs. aklınıza yazı yazılan her neresi geliyorsa :)) kendine özgü bir stili var. Olmalı da!
Okuyan neden okuyor ?
Çünkü okuyanın bir nedenden okuyor olması gerekir. Kendimden hareketle ben okuduğum, takip ettiğim tüm yazarları mutlaka birbirlerinden ayrıştıkları özellikleri nedeni ile okuyorum. Kimi çok içten, çok hayatın içinde, kimi çok akademisyen, kimi çok duygusal, kimi çok bilgili, kimi çok eğlenceli…vs.
Yazar ve okuyucu tarzlarda buluşuyor.
Mutlaka yazarın da, okuyucunun da onları birbirleri ile buluşturan bir tarzları olmalı. Ama bende içinde duygu olanı daha çok seviyorum açıkçası bana teknik, bilimsel araştırmalardan nehir yapsa da ben benim seçim hakkım ise ben samimi olanı, duygularından bahsedebileni, hayatı aktarabileni sanki daha biçok seviyorum 🙂
Ciddi bir mesai ve emek işi
Beni okumayı sevenlerin de bir tarzları olduğunu düşünüyorum. Ama bence en önemli nokta, samimiyetimin önce yazılarıma sonra da onlara yansıyor ya da en azından bunu böyle yansıtabildiğimi düşünüyor ve bana bu şekilde yorumlarını sunuyor olmaları. Bu ne kadar güzel bir şey. Ben açık açık söyleyeyim valla çok mutlu oluyorumJ Moral depoluyorum, enerjim artıyor. Ayrıca benim işim de kolay değilJ Ciddi bir mesai ve emek işi. Ama severek yaptığım için bunu işim bile görmeden yapıyorum 🙂
Gelelim bahsetmek istediğim mevzuya;
Takip ettiğim okuyucusu olduğum veya yeni denk gelip keşfettiğim blogların ve yazılarının hepsinin birbirinden farklılığı var. Ancak blog yazısı söz konusu olduğunda, ben bana üstünkörü bilgi veren, bir nevi iki bilemedin üç cümle ile geçiştiren, okuduğum iki paragraftan bana ne demek istediğini veya o blog yazısını niye yazdığını anlayamadığım yazılardan haz etmiyorum.
Okuduğum, gözlemlediğim sayısız blog yazısı var. Bu konuda bazı görüşlerim şöyle;
* Blog yazısı yazmak son derece ciddi bir iştir. Sadece yazı olsun diye yazı yazmak son derece boştur.
* Disiplin gerektirir. Düzenliliği olmayan bir blog etkin olamaz.
* Blogların konularına göre alanları vardır. (İş, Yaşam, Spor, Yemek, Gezi, Moda…vs.) Okuyucu bu alanlarda ilgisi ve merakı olduğu için alanına ait bloglara girer ve yazılarına göz atar, ilgisini çeken şeyler arar. Bilgilenmek ister. Bunlar olmuyorsa neden okusun?
* Bu sene İFW’te Basın Akreditasyon listesine adını yazdırmış olan moda bloglarını(!) görünce ağzım açık kaldı 🙂 Liste 10 sayfa vardı sanırım 🙂 Dedim ki, demek ki bu alanda blog yazan bilgili kişiler çok 🙂 Ama sorsak sokaktaki blog okuyucusuna kaç tane moda blogu ismi sayar, 1 bilemedik 2, hadi bilemedik 3 🙂 Popüler diye bir şeyi yapmak başka, gerçekten aktaracağı bir bilgi olduğu ve onu paylaşmak için yapmak ise bambaşka…
* Kendi hayatını anlatan bloglarla ilgili ne desem bilemedim açıkçası. Gerekli mi? Ya da ben okusam ne artım olacak, bana ne katacak 🙂 diye sorarım açıkçası.
* Her işte olduğu gibi bazıları diğerlerinden ayrışır, olması gerekir, haklıdır, lazımdır. Yersiz bir sevgi kelebeği durumuna gerek yoktur.
* Blog yazmak için (ya da spesifik bir konu hakkında yazmaya girişmek için) o alanda bir uzmanlığın olması bir entelektüel birikimin olması gerekir. Örneğin hepimizin bildiği Seth Godin veya Temel Aksoy veya Turkcell Blog Neden okuruz çünkü bize yeni bir pencere açarlar, öğreniriz, aydınlanırız, iki üstünkörü geçiştirilmiş yavan bilgi yoktur.
* Yazdığının altını doldurabilmeli blog yazarı. Ben bilgi birikimini veya blog yazdığı alandaki bilgisini yetersiz değerlendirdiğim bir yazarın yazılarını okumuyorum mesela çok net söyleyeyim. İlk girerim, göz atarım birkaç yazısına bakarım, genel şekil şemale göz atarım. Bana bir fikir verir zaten. Düzenli takipçisi olarak değer katacağım her bir siteyi/blogu seçerim. Keza takipçi olarak atfettiğim değer oldukça kıymetlidir. Şahsi fikrim, her okuyucu böyle düşünmelidir.
* Blog yazmanın en önemlisi bir amacı olmalı. Bir değeri olmalı. Blog yazarının bir değeri, bir ederi olmalı ki, okunsun. Okunmaya değer olsun.
* Blog yazmaya heveslenenlerin bence öncelikle amaçlarını gözden geçirmeleri sonra kendilerini gözden geçirmelerini sonra da devamını getirebilecekler mi onu sorgulamaları gerekir.
* Bir işin popülaritesinin artması, arzının artmasını sağlar doğrudur ama arzının artması ederini azaltır ancak en değerli olanlarının kolaylıkla ayrışmasını ve onların değerlerinin daha iyi ortaya çıkmasına en iyi zemini sağlar.
Haydi bakalım hayırlı bloglamalar….:)
Yorum Yapılmamış