21.PERYÖN İnsan Yönetimi Kongresi, 04-06 Kasım 2013 tarihleri arasında geçen sene olduğu gibi Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşiyor olacak. Geçen sene, oldukça yoğun bir koşturmaca içerisinde iki gün geçirmiştim. Sanırım bu sene de öyle olacak 🙂 Bir aksilik olmaz ise, Lütfi Kırdar’da yerimi alacağım.
21.PERYÖN İnsan Yönetimi Kongresi’nin programını ve konuşmacıları buradan öğrenebilirsiniz.
Kongreler, kongreler, kongreler…
Öte yandan acaba düzenlenen kongreler hep birbirinin aynı mı oluyor diye sormaktan kendimi alamıyorum. Bu tip kongrelerde edindiği bilgileri veya ona ilham(!) gelen vizyonları, ertesi gün işyerine gittiği zaman uygulamak için zemin tırtıklayan insan kaynaklarıdır olması gönlümüzce istenen manzaralar kuşkusuz…
Bu ve benzeri organizasyonlarda çokça gözlem yapma fırsatı yakalarım. İnsanları, davranışları, atmosferi bolca gözlemlerim. Katılımcıların çeşitliliği de işimi kolaylaştırıyor açıkçası 🙂 Çeşit, çeşit insan, çeşit çeşit ik’cı profili…Öte yandan hepsi mi profesyonel(!) tartışılır?
Her insanın anlayabileceği kendisi ile sınırlı ne yazık ki, dolayısıyla dünyaya yön veren en önemli liderleri de getirseniz konuşma yapması ve anlatması için, onu dinleyenlerin ondan alabilecekleri eni konu kendileri ile sınırlı! Bu durumda Rumi’nin dediği gibi, “Senin kabın bu kadar su alıyorsa, deryanın günahı ne?
Katılımcı profillerimiz gökkuşağı gibi 🙂
Katılımcı profillerini ise birkaç türe ayrıştırabiliriz gibime geliyor 🙂
Birincisi, kongreyi her sene düzenli olarak takip eden ve gerçekten insan kaynaklarının vizyonu ile ilgili bilgilenmeye gönüllü olan profesyoneller. Bu tip profesyoneller, kongreler ertesi fikir fırtınalarını işyerlerine taşır ve varolan ik süreçlerini gözden geçirmek için çalışmalara başlarlar. Genellikle de önemli firmaların insan kaynakları süreçlerinin başında olan veya yöneten değerli ik’cılardır.
İkincisi, “katılsam da olur, katılmasam da ama ben şöyle bir trendleri takip edeyim, bakınayım en iyisi!” diyerek katılan profildir. Bu tip profesyoneller, kongreye çok çok istekli katılmamakla birlikte, genellikle şirketleri onları seçip(!) yolladığı için arzı endam ederler. Beyinlerini çok fazla kaşındırmaya hiç mi hiç gerek duymadan yerler, içerler, hiiç acele etmezler 🙂 Duydukları, dinledikleri herhangi bir veri ile ilgili bir işleri yoktur. Maksat spor olsundur, dostlar alışverişte görsündür 🙂
Üçüncü profilin derdi sadece orada boy göstermektir. Kızlı, erkekli son moda giyer giyiştirir, takar takıştırır ve birbirlerini keserler 🙂 Kim, hangi şirketten kiminle gelmiş? Kim, hangi oturumda ne sormuş? Kimin sunumu nasıl olmuş? Kim katılmış, kim ne demiş?…vs. Kongre sırasındaki tüm dedikoduları büyük bir iştahla izler ve evlerine giderler.
Dördüncü profil, kongreye gelmeyi hep arzulamış, şirket yöneticisini binbir türde dil dökerek ikna etmiş, edememişse de kendi parasını ödemiş, kendi gelişimine katkıda bulunması, hem önemli bir eğitim hem de network mecrası olması için kendine koyduğu hedeflere doğru ilerleyen çalışkan, azimli profil tipidir.
Bu profilleri sadece insan kaynakları ile ilgili organizasyonlarda değil, spesifik sektörü değişmekle birlikte her türlü organizasyon içinde görebiliriz diye düşünüyorum.
Çok daha samimi, çok daha rolsüz günlere…
Kimileri tek başına, kimileri ayrılmaz ikili, üçlü takımlar(!) halinde, kimileri ise koloniler(!) halinde dolaşırlar. Bir diğerinde bakılan ilk yer, boyuna asılan yaka kartlarıdır, hangi firmadan bilmem kim diyeJ İnsanlar ilk etapta birbirleri ile konuşmaktan her zaman olduğu gibi çekinir 🙂 Kimileri garip garip türkilizce konuşur 🙂 Gerçekten yürekten samimisi, mütevazisi, ışıldayanı azdır. Dilerim ki, insanlarımız hatta meslekleri “insan” ile ilgilenmek, onun yönetilmesi için sistemler ve süreçler geliştirmek olan ik’cılarımızın çok daha farkında, çok daha samimi, çok daha rolsüz olabilmeleri…
Hayattan rengi alın, geriye neyi kalır ki?
Bu tip önemli organizasyonlar ülkemizde sayılı…Özellikle spesifik olarak İnsan Kaynakları dünyasının nabzını tutanlar…Bu nedenle çok kıymetliler. Her birinin arkasında kıymetli ekipler, büyük emekler, ciddi uğraşlar ve vizyonlar var. İyi ki varlar ve iyi ki davet ediyorlar, biz de iyi ki katılıyoruz.
Her ne kadar katılımcı profilleri ve katılım amaçları gökkuşağı gibi olsa da 🙂 Eee ne yapalım, hayattan rengi alın, geriye neyi kalır ki?…
Görüşmek üzere…
Yorum Yapılmamış