CEO Markalaşması & İtibarı: Şirket değerinin yarısı

Tanınmış CEO’ları düşündüğümüzde Dünya’dan ve ülkemizden aklımıza kimler geliyor? (sayılıdır değil mi?)

Peki tanınıp akla gelmelerinin nedeni ne? Kişisel markaları!

Bir CEO’nun kişisel markası, stratejik yollarla şirketinin markasından farklılaşabilir; bireyselliğini, ilgi alanlarını, fikirlerini ve uzmanlığını ifade eder.

Bir CEO kişisel markasını şirketten şirkete taşır. Ve bir şirketin itibarının %40’ına etki eder.

Kişisel bir marka yaratmak ve sürdürmek, CEO’ların yapılacaklar listesinin en başlarında yer almalı (en azından artık )

Çünkü veriler, araştırmalar, raporlar ve analizler bunu gösteriyor.

Ancak ülkemizde henüz tam olarak “CEO Markalaşması” bilinmiyor; ancak bu kavramı giderek daha çok tanıyacağız.

CEO’nun itibarı: Şirket değerinin yarısı demek.

Bugün iş dünyasında en değerli şey ne? Teknoloji mi? Sermaye mi? Yoksa marka gücü mü?
Araştırmalar gösteriyor ki, aslında en büyük değer CEO’nun itibarı!

Weber Shandwick’in KRC Research ile birlikte gerçekleştirdiği global ölçekli bir analize göre; bir şirketin piyasa değerinin %44’ünün CEO’nun itibarına bağlı.

CEO’nun itibarı, yalnızca yatırımcıları değil, müşterileri, çalışanları ve medyayı da doğrudan etkiliyor.

⛔ İyi bir itibar, kriz anlarında kalkan işlevi görürken, kötü bir itibar şirketi milyarlarca dolarlık zarara uğratabiliyor.

Bu analiz raporundan paylaştığım bu görsel ise önemli. CEO’nun itibarıyla şirketin piyasa değeri arasındaki bağlantıyı gösteriyor.

• Türkiye’de şirketlerin %60’ı (bakın dikkat %60’ı) CEO’nun itibarıyla doğrudan bağlantılı
• Bu oranla Türkiye, globalde en yükseklerden biri ve Avrupa’da açık ara lider!
• Türkiye’de CEO’ların hem şirket içi hem de kamuoyundaki algısı, şirket değerlemesi açısından kritik bir faktör.
• Türkiye ve Asya ülkelerinde CEO’lar, şirketin marka algısını doğrudan şekillendiren unsurlar olarak görülüyor.
• Türkiye gibi pazarlarda CEO’nun düşünce liderliği, şeffaf iletişimi ve kriz yönetimi, şirket değerini büyük ölçüde etkiliyor.

Sosyal medyada görünür olan, fikir liderliği ve iletişim dilini iyi kullanan, CEO’lar, şirketlerine piyasa değeri kadar itibar kazandırıyor ya da kaybettiriyor. Eskiden CEO’lar kapalı kapılar ardında strateji belirlerdi. Ulaşılmazlardı.
Bugün ise şeffaflık, güven ve etkili iletişim kazandırıyor.
LinkedIn ve diğer sosyal medya ve iletişim kanalları kullanımları önemli. Giderek daha da önemli olacak.

CEO’nun itibarı bir “PR meselesi” değil, doğrudan finansal bir değer.
CEO’ların nerede oldukları önemli değil, önemli olan söyledikleri ve nasıl söyledikleri!

LinkedIn şirket sayfalarınızda istediğiniz kadar içerik, görsel vs paylaşın etkileşim alabilir; takipçi de kazanabilirsiniz ama hiç biri kendi üst düzey yöneticilerin “organik influence” etkisi gibi olamaz

Buna “Düşünce liderliği ile CEO Markalaşması” diyorum.

Düşünce liderliği, kurumsal markanızı güçlendirmek için güçlü bir stratejidir. Özellikle mevcut/potansiyel çalışanlar (yatırımcılar da dahil) etkilenmek istiyorlar, çünkü bunu seviyorlar.

Ancak yöneticiler için LinkedIn’i doğru kullanmak kolay değildir. Onları da anlamak gerekiyor. Zaman kısıtlamaları, güvenlik, gizlilik ve stratejiyle ilgili sorular, ne yapılacak, nasıl yapılacak, ne yazılacak konuları, iş sonuçlarını gerçekten yönlendiren bir online varlık oluşturmayı zorlaştırabilir.

CEO ve kurumsal markalaşma nasıl birlikte çalışabilir?

CEO markalaşması ve kurumsal markalaşma birbirine bağlı olsa da farklı amaçlara hizmet eder ve farklı kitleleri hedefler. Ancak birlikte her ikisi genel bir marka stratejisinin itici güçleridir ve iş başarısına ulaşmak için birbirlerini tamamlayabilirler.

Değerleri ve vizyonu hizalayarak, CEO markası daha insani bir düzeyde paydaşlarla etkileşim kurarken kurumsal markayı güçlendirebilir. Bir CEO markası ayrıca kurumsal bir markanın gidemeyeceği “yerlere” de gidebilir – diğer liderlere ve üst düzey karar vericilere ulaşabilir. Ayrıca bir kurumsal marka bir şirketin mevcut tekliflerine ve yeteneklerine sıkı sıkıya bağlı kalmak zorundayken, bir CEO markası öne atılabilir ve sahnede olanlara dair ilgi çekici bir vizyon ve sektörün durumu hakkında daha derin düşünceler sunabilir.

Örneğin, Microsoft CEO’su Satya Nadella’nın markası, Microsoft’un güçlendirme, kapsayıcılık ve yenilikçilik değerlerinin yanı sıra erişilebilirlik ve sosyal etki etrafındaki temel kurumsal mesajı yansıtır. Bu temaları kişisel bir bakış açısıyla çerçevelendirerek, Nadella’nın mesajı farklı paydaşlara ulaşma ve onları daha derinden etkileme potansiyeline sahiptir.

Stratejik şekilde yürütüldüğünde, bir CEO’nun kişisel markası şirketin değerlerini, misyonunu ve girişimlerini iç ve dış hedef kitle karşısında güçlendirir. İkisi birbirinin etkisini ve birbirinin erişimini artırır. CEO’nun artan statüsü, medya ve sektörün dikkatini şirkete çeker ve onu rakiplerinden farklılaştırır. Örneğin Arianna Huffington, Thrive Global’in profilini, kendi sosyal medya (LinkedIn) paylaşımları ve sağlık, dayanıklılık ve iş-yaşam dengesi gibi konulardaki konuşmaları aracılığıyla yükseltti.

Güçlü bir CEO markası nasıl oluşturulur?

Yukarıdakilerin hepsi iyi ve güzel, peki güçlü bir CEO markası nasıl inşa edilir diyorsanız; atabileceğiniz bazı adımlar;

Hedeflerinizi/amaçlarınızı netleştirin. Hedeflerinize karar vererek başlayın. Bunlar şunları içerebilir: kendinizi veya şirketinizi tanıtmak, yatırım çekmek, yetenek toplamak, potansiyel müşteri yaratmak, bir düşünce lideri olmak veya şirketi “insanlaştırmak”.

Hedef kitlenizi belirleyin. Etkili bir CEO marka stratejisinin anahtarı doğru insanlara ulaşmaktır. Hedef kitleniz çalışanlar, müşteriler, yatırımcılar, sektördeki meslektaşlarınız, iş arkadaşlarınız veya bunların bir kombinasyonu olabilir.

Mesajınızı tanımlayın. CEO’lar birkaç temaya odaklanmalı ve ideal olarak bunlar şirketlerinin misyonu, değerleri ve stratejisiyle uyumlu olmalı. Sektörün durumu, liderlik felsefesi, kapsayıcılık, çeşitlilik ve sürdürülebilirlik gibi temalar olabilir.

——–

Bu konuyu ve daha fazlasını kurumlarımızın değerli yöneticilerine anlatmak  bu bilinci sağlayabilmek benim için çok kıymetli ve oldukça önemli.