Şu anda ne yaşıyorsak, onun zamanı gelmiştir. MUTLU YILLAR!…

Bir koca yıl daha geride kalacak 31 Aralık 2013’te…

Ve bizler bizi yaradanın izniyle, bir yıla daha adım atıyor olacağız.

Ben geriye dönüp baktığımda o kadar hızlı ama bir o kadar duygulu geçmiş bir yıl bırakıyorum arkamda…

Yoruldum evet ama gönlüm yorgunluğundan şikayetçi değilim, çünkü her yol büyütürse insanı bu ona armağandır bilirim. Bende armağanlarımı aldım bu yıldan bana kalanlarla…

Bundan üç, beş sene önce şimdiki gibi değildim, ömrüm varsa bundan üç, beş sonra da şimdiki gibi olmayacağım.

Her birimizin bir misyonu var bu aleme geldiğimizden beri…Onu fark etmek en önemli kazanç. Çünkü çok önemli bir şey fark ettim ki, yolu bazen insan seçmiyor, yol onun için seçilmiş oluyor. Sadece onu keşfetmesi ve kalbi ile bulması gerekiyor.

2013 aklıma geldiğinde, keşke yeniden yaşasaydım diyebileceğim bir yıldı diyemeceğim 🙂 Ama nasip oldu ki, şimdi bu satırları yazıyorum. Nasib oldu ki, hakkında böyle düşündüğüm bir yılı geride bırakıyorum.

Ben 2014 ne istediğimi bir kez daha ruhen, kalben ve tüm hücrelerime kadar biliyorum.

Her şeyin başında olan sağlıkla dünyaya bakabilmek olsun. Para pul ise çalışınca zaten gelir.

Ben 2014’te, (-aslında ezelden beri hep istediğim ama belki de doğru istemeyi beceremediğim ya da zamanı gelmediği için şimdiye dek olmayan şüphesiz-), isteklerimi, kalbimden geçenleri yineliyorum:

Bu yıl, hakkıyla ve layıkıyla ruhların ve kalplerin birbirine açıldığı ve birbirini içine aldığı bir yıl olsun. Bu yıl, iliklerime/iliklerinize kadar aşk dolu olsun. Bu yıl her anıyla, gerçek bir aşkın avuçlarına aldığı kalplerin yılı olsun.

Biz insanların en büyük hatası, zamanlamayı kendi seçip planlayabileceğini sanmasıdır. İnsan, hayatındaki hiçbir şey için zamanını, gününü, saatini kendi seçemez ve planlayamaz. Sadece yeteri kadar bilgisi yoksa, kendi seçip planladığını sanar! Her şeyin ilahi nizamdaki salisesi bellidir. Biz, bunları ne bir salise öne alabiliriz, ne de bir salise geciktirebiliriz.

“Allah kılı kırk yararak titizlikle çalışan bir saat ustasıdır. O kadar dakiktir ki sayesinde her şey tam zamanında olur. Ne bir saniye erken, ne bir saniye geç. Her insan için bir aşık olma zamanı vardır, bir de ölmek zamanı.” (Tebrizi)

Onun için, şu anda ne yaşıyorsak, onun zamanı gelmiştir.

Bir aşk mı, bir iş mi, bir bebek mi, para mı, sevinç mi veya üzüntü mü?

Yani şu an hayatımızda yaşadığımız ne varsa ya da olması muhtemel ne varsa, zamanı gelmiştir! Sadece bakmak yetmez, görmek gerek…

Ben kalpten bir dünya istiyorum.

Herkes için istiyorum desem biliyorum ki bu her insana lütfedilen bir şey değildir. Kalbi tanımak, onunla yaşamak, onun izinde ve bağında yaşamak, gerçek odur ki, her insan için mümkün olabilecek bir şey değildir.

Allah, kalp ile yaşamaya layık görülenlerden ve nasib edilenlerden kılsın…Gönlünde bunun için birazcık dahi olsa arzusu olan herkesi…

“Gözle görebildiklerimiz, gözle göremediklerimizden varolmuştur. Ayrıca gözle görebildiğimiz bu alem ise varolan alemin tamamı değildir. Çünkü “insan” ancak kalbiyle bakarsa alemi tanımaya başlar.”

2014’te görüşmek üzere… 🙂

Yorum Yapılmamış

Yorum Yaz