Sen ne kadar çok şeyi istesen de, yapmak adına, elde etmek adına, gitmek adına, kalmak adına, akmak adına, çoşmak adına, durmak adına…vs bunu istediğiniz kadar uzatabilirim. Amma velakin bazen öylece kalırsın !
Hareket etmek istersin, olmaz.
İçinden sanki seni sıkı sıkı saran bir kalıbın içinden onu yırtarcasına haykırarak çıkmak istersin, olmaz.
Ayakların karıncalanmaktan ağrırcasına koşmak sıçramak istersin, olmaz.
Bazen sadece öylece kalırsın !
Bu sırada ilahi nizam sana bir şey söylüyordur:
“Senin zamanın değil, benim zamanım.
Senin istediğin değil, benim uygun gördüğüm.
Senin planların değil, benim izin verdiklerim…” diyordur.
Kendinden geçsen ne olacak, öfkeden ağlasan bağırsan ne olacak, kendini çılgınlar gibi hırpalasan ne olacak ?
Hiçbir şey…
Çünkü sen de bir hiçsin.
Sadece bir yolcusun yolunda sınanan.
Tilki, kümesi iyi tanıyor diye bekçi yapılmazmış. İyiyim, şöyleyim, böyleyim diyeni değil, seçimini İYİ yapacaksın.
Amma velakin bu da izne tabi. O an geldiğinde, doğru seçimi yapabilmek için basiret, feraset ve keramet dilemek gerek.
Bir şeyi yaparken olduğun yeri değil, gideceğin yeri düşüneceksin.
Herkes kalbinin ekmeğini yer. Acı çekersin bazen, terkedilirsin veya terkedersin ya da kazık yersin, burası değil benim yerim dersin, yapmak istediğim bu değil dersin, kendini değerli göremezsin. Yüzbinlerce kuantum telkini yapsan da kendine görmez, göremezsin işte. Kendini koyacak yer bulamazsın.
Ama böyle durumlarda sana bir şey diyeyim mi; geçecek. Senin adına hesabını kesecek olana inan. İnandığın kadar da GÜVEN ona.
Yarın 21 Ağustos. Bir güneş tutulması yaşanacak. Benzerini 1999 yılında yaşamıştık.
Tutulma tam anlamıyla bir mucize. İnsanın ne kadar kudretsiz olduğunun göstergesi.
O sırada insanlar belki de günlük sıradan problemleri ile uğraşırken, kainatta bambaşka bir intizam icra ediliyor.
Hangi el yapımı yapay kuvvet bu icrada bir söz sahibi?
Kendini “yaratıcı” özellikli sayan insan, hangi doğa olayına karşı koyabiliyor veya onu meydana getirip onun gücünü yönetip yönlendirebiliyor ?
Aklı ile tam anlamıyla tüm nizamı anlamaya vakıf olabilecek seviyede mi? Orası da muamma.
Bu muazzamlık, tüm dünya ve insanlık için ve kendi küçük hayatlarımız için hayırlar getirsin.
O anda bu azametin sahibinin davetini alabilmeyi, küsufa (*) durabilmeyi ve hayatın sırrının ancak ve ancak samimiyetle açılan kalp ile duada olduğunu idraka varabilmeyi dilerim.
Kendini arıt !
“Kendini arıtan kişi mutlaka umduğuna ermiş, kurtuluşa ve mutluluğa kavuşmuştur” (A’la – 14/15)
Not: Küsuf, Güneş tutulması esnasında kılınan namazdır.
Yorum Yapılmamış